Herkesin bildiği ismiyle tanınmasından dolayı bu ismi kullanmayı pek
istemesem de mevzuya girmek için mecburen kullanacağız artık. Selanik
göçmeni Muhacir Pazarı “Macur bazarlı kardeşlerimizin” hayata kendi
pencerelerinden bakışlarını ve diğer insanlarımızın onlara karşı olan ön
yargılı davranışlarını irdeleyerek özellikli ve büyülü yaşam tarzlarına
azda olsa dokunacağımız bu satırlarımızın ana konusu ise bu
kardeşlerimizin renkli amatör ve profesyonel futbol dünyalarına
1950’lerden 1960’lardan günümüze kadar olan yıllara hep beraber yolculuk
etmek olacak.
Selanik göçmeni vatandaşlarımızın çoğunluğu daha doğrusu yüzde
doksanının yaşadığı Macur bazarı, Sahipata mahallesi öyle bir mahalleydi
ki sıcak dostlukların kırkyıllık hatırlarıyla kahve telvelerinden
filizlenip kalplere yerleştiği bu güzel insanların içinden Hüseyin
adında bir delikanlı hayata ve yaşama bir başka bakıyordu.
Hüseyin’in içini yanıp tutuşturan farklı bir sevgisi vardı. Futbolu çok
seviyordu. Mahallenin sokak aralarında oynanan minyatür kale futbol
maçlarının yıldızıydı. Futbol oynarken; kısa boylu tıknaz yapısı ile
çabukluğu, sağlamlığı ve sertliği ön plana hemen çıkıyordu. Futbola olan
yeteneği diğerlerine göre hem farklı hem fazlaydı.
Amatör spor kulüplerinin konuşlandığı amatör futbolun kalbinin attığı
yer olan eski stadyumun genç Hüseyin’in mahallesine yakın olmasının
avantajı ile işten güçten boşta kaldığı zamanlarda soluğu eskilerin
deyimiyle top sahasında alıyordu.
Amacı öncelikle iyi bir futbolcu olmaktı elbette ve herhangi bir takıma
giderek futbolcu olabileceğini yeteneklerine güvendiği için bunun
olabileceğini de biliyordu. Yanılmadı da, futbolcu seçmelerine katılmak
için gittiği ilk kulüp olan Selçukspor’un yöneticileri ve antrenörü
Hüseyin’i adeta havada kaptılar. Defansın solunda sağlamlığı, yılmayan
mücadele yönüyle takımın değişmez as oyuncuları arasına hemen girmişti
genç Hüseyin.
Askerlik yıllarında Karagücü takımında futbol oynadı Hüseyin Durur. Daha
sonra Mersin macerasında Mersin İdman Yurdu takımında amatör olarak
futbol yaşamını sürdürdü. Konya’ya döndükten sonra birçok amatör spor
kulübünde futbol oynarken son kulübü Yolspor’da uzun yıllar takımının
başarısı için ter döktü.
Bu arada bu takımlarda futbol oynarken dedik ya sağlamlığı ve sertliği
ile rakibine yıldıran inatçı, karakterli, disiplinli, centilmen ve işini
ciddiye alan futbolcu profili nedeniyle o yılların meşhur kamyonet
markası olan Dodge (Doç) lakabı kendisine takıldı. Uzun yıllar
sürdürdüğü futbolculuk yaşantısında Hüseyin Durur kim diye sorulsa kimse
bilmezdi ama “Doç Hüseyin” dedin mi küçükten büyüğe herkes bilir ve
tanırdı.
Evet topçunun kralı, tillahı olmuştu “Doç Hüseyin” diye namı vardı,
saygısı vardı, ağırlığı vardı ama tüm bunlar karın doyurmuyordu.
Çalışması gerekti. Gel zaman git zaman işi ve futbolu çok sevdiği için
bir arada götürdü. Lakabının hakkını son oynadığı maçta bile terinin son
damlasına kadar verdi.
Konya’da kurum takımlarının ve farklı mahallelerden amatör futbol
takımlarının kurulduğu yıllardı. Futbolu bırakan Hüseyin’in ise bir
başka hayali daha vardı. Macur bazarında mahallesinin adını taşıyan
çoğunluğunu kendi mahallesindeki gençlerden oluşturacağı bir kulüp daha
doğrusu bir futbol takımı kurmak istiyordu. Fakat yaşam ve hayat
şartlarının zorluğu ve mahallede bu işe ön ayak olacak ekonomik durumu
iyi olanların bu fikre sıcak bakmamaları onu üzmüştü. Herkes
destekliyordu ama destekler sözden öteye geçmiyordu.
1995 yılında 62 yaşında vefat eden “Doç Hüseyin” belki takım kurmayı
başaramadı ama örnek sporculuğu ile mahallesinden birçok delikanlıyı
kahve köşelerinden alıp spora yönlendirdi. Onun açtığı bu yolda
futbolculuk kariyeri olarak ondan daha başarılı olanlar da oldu.
Bunlardan; “Didi” lakabı ile rahmetli H.Hüseyin Ayvazoğlugil’i unutmak
mümkün değildi. Profesyonel olarak Konya dışında Kayseri Yolspor
formasını da ıslatan fiziki benzerliği ve futbolculuk meziyetleri
benzetilen “Didi” lakabını aldığı Fenerbahçe’yi iki kez üst üste
şampiyon yapan Brezilyalı futbolcu ve teknik adam Valdir Pereira Didi
gibi orta sahanın yıldızı bir isimdi. 1965-66 sezonunda Türkiye 2.
Ligi’nde mücadele eden Konyaspor’un kadrosunda yer alan “Didi” 2-1
kaybedilen Bursaspor maçında kaçırdığı penaltı hâlâ hafızlarda olup
Macur bazarın bir başka değeriydi.
“Arap Ahmet” lakabıyla unutulmayan bir başka futbolcu da Ahmet Aksoy
idi. Konyaspor başta olmak üzere Seydişehir Etispor, Ereğlispor ve Karamanspor’da
yıllarca profesyonel futbol oynamıştı. Defansta tatlı sert, sakin,
teknik futbolunun yanı sıra efendiliği, yapıcı bir insan olması ile
Konyaspor taraftarlarının bile bugün “Arap Ahmet” olarak hatırlayıp,
övgüyle bahsettiği bir isim olmuştur.
Birçok profesyonel ve amatör takımda yıllarca üst düzey futbol oynayan
Akın Volkan Kuşcular adeta gezgin futbolcu gibi Konya dışında uzun
yıllar futbol oynamış ve şehrimizi başarıyla temsil etmiştir.
Konya Yolspor’un 3. Lig kadrosunda yer alan inatçı ve hırslı futboluyla
rakip defanslara zor anlar yaşatan Bekir Küpçük ile Macur bazarının ilk
profesyonel futbolcularından olan rahmetli Nizam Duraner, birer değer
olarak hâlâ unutulmamışlardır.
Ve son dönemlerin yıldız futbolcusu, Konyaspor’un yanı sıra birçok
profesyonel kulüpte başarıyla top koşturmuş, farklı kategorilerde millî
takımlarda oynamış “Doç Hüseyin”in çocukken elinden tutup maç izletmeye
götürdüğü ve futbol sevgisini o zamanlardan aşıladığı torunu Uğur Yanıkdemir, yıllarca formasını terlettiği takımların başarısı için
mücadele etmiştir.
Bu arada; Macur bazarı mahallesinden çıkıp birçok amatör spor kulüpte
yıllarca başarıyla futbol oynayanlar içinden vefat etmiş; Süleyman
Aksoy, Nedim Mete, Arif İyianlar, Nazım Ayvazoğlugil, Sami İncel, Ahmet
Zambak, Cemal Zambak, Nihat Civanlar ve Sebahattin Arısüt’ü rahmetle
anarken, yine; Ferit Durur, Yaşar Durur, İbrahim İşpara, Hakan
Yanıkdemir, Hakan Kezetkü, Ali Koç, Yaşar Varış, Metin Genç, Cemal Akay
ve torun Süleyman Aksoy, amatör futbolumuza emek ve hizmet vermiş
halende vermeye devam edenlere de Allah sağlıklı, uzun ömür versin.
Son olarak; Teksinspor, Konya Gençlerbirliği, Mobelsan, Muhasebe
Gençler, Antalya Demrespor, Çatalhüyük Çumra Belediyespor, Tarımspor,
Emniyet Gücü takımlarında orta saha da sol ayağını raket gibi
kullanmasındaki teknik becerisinin yanı sıra efendiliği ve sağlam
karakteri ile bu takımların çoğunda kaptanlık yapmış centilmenliği her
zaman ön planda tutmuş Yaşar Akın kardeşimizde başarılı amatör
futbolculuk yaşantısından sonra halen Konya amatör kümemiz de başarıyla
antrenörlük hayatını sürdürmektedir.
Yaşayan tüm bu isimler, kendilerine sahip çıkma noktasında Konyaspor
başta olmak üzere 1922 Konyaspor ve amatör spor kulüplerimiz futbol
takımların da konumlarına göre farklı görevler almaya hazırlar. Çünkü
onlar “Doç Hüseyin”in izinden giderek mahallelerinin üzerinde toplum
içinde oluşan kötü algıya rağmen pes etmemişler yıllarca amatör ya da
profesyonel futbol yaşamlarında futbolumuza ve gençliğe örnek olma adına
başarıyla mücadele ve hizmet ederek teşekkürü ve saygıyı sonuna kadar
hak etmişlerdir. |