Yüzyıl çok uzun 
				zamandır kimine göre...  
				 
				Devletlerin, ülkeleri ayakta tutan ekonomik değer üreten 
				kuruluşların veya aile şirketlerinin, ulusal, uluslararası 
				markaların yaşama süreleri de ayrı bir değerlendirme konusudur.
				 
				 
				Kaldı ki insanoğlu içinde yaşanılan zaman iyi 
				değerlendirildiğinde süre olarak az gibi görünse de geride 
				bırakılan eserlere, oluşturulan etkileşime bakıldığında çarpan 
				katsayılar ile misli misli izler bırakılmış da olabilir.  
				 
				Dahası bir muhasebe yaparak yaşadığımız kadar süreyi doğduğumuz 
				tarihten geriye doğru bir çıkartma işlemine tabi tutsak hangi 
				tarihe varacağımızı ve çok eskilerde yaşanmış gibi hissettiğimiz 
				olayların öyle çok eskilerden olmadığını anlayabiliriz diye 
				düşünürüm hep. Her birimiz ah çekiyorsak ne zaman geldik 40 
				yaşına-50 yaşına... Yıllar su gibi geçti gitti diye 
				hayıflanıyorsak zamanın akıp geçmesi karşısında biçaredir 
				insanoğlu! 
				 
				Önceleri 1960’lı yıllar olarak bilinen sonra Konyaspor, Konya 
				İdmanyurdu birleşme tarihi olan 1981’e çekilen Konyaspor’un 
				kuruluş tarihinin en doğru haliyle tespit edilmesi konusu Ahmet 
				Şan Bey’in başkanlığı sırasında gündeme getirilip Nail Bülbül ve 
				Ömer Altay tarafından belgelendirilecek 1922 yılı olarak ilan 
				edilmiş oldu.  
				 
				35 yıla yaklaşan spor yöneticiliğimiz süresince Konya’nın spor 
				tarihi hep ilgi alanımızda oldu. Araştırdık, geçmişi bilenler 
				ile birlikte çalışmalar yaptık, Konya ASKF bünyesinde fotoğraf 
				sergileri açtık, tarihi evrakları gün yüzüne çıkartmaya 
				çalıştık. Yeri gelmişken bu değerli çalışmayı birlikte 
				yaptığımız Nail Bülbül ağabey ile Haşim Karpuz Hocam ve 
				Koyunoğlu Müzesi arşivlerinden elde ettiğimiz cam üzerine tab 
				edilmiş fotoğrafları günün şartlarına göre dönüştüren Fotoğraf 
				sanatçısı Ali Rıza Ceylan ağabeyden de şükranla bahsetmek 
				isterim. Tabi Konyaspor tarihi de doğal olarak bu tarih ile iç 
				içeydi ve birçok dokümanı geçmişten günümüze taşımış olduk.  
				 
				Rahmetli babamın önceki stadyuma beni ilk götürdüğü günü çok iyi 
				hatırlıyorum. Konyaspor 3. Lig de şampiyon olup 2. Lige çıkmıştı 
				ve öncesinde kupasını alacağı maça gitmiştik. Gidiş o gidiş bir 
				daha stadyumdan çıkmak mümkün olmadı! Tabi bizim bir de, 
				“İdmanyurdu’lu mu yoksa Konyaspor’lu mu olacaksın?” derdimiz 
				vardı. Bu konuda aileler bile bölünürdü zaman zaman. Babam 
				İdmanyurdu’lu olmasına rağmen çoğu çocuğun yaptığı gibi ben anne 
				tarafı akrabalarımın Konyaspor’lu olmasından etkilenip siyah 
				beyaz renklere gönül vermiştim. Kapalı ve açık tribünlere ilave 
				kale arkası tribünlerin yapıldığı yıllarda daha çok stadyuma 
				gelip gitmeye başlamıştık ve skor tabelasının bulunduğu tarafta 
				buluşurduk arkadaşlarımızla... 
				 
				
				1988 yılında Taşkentspor’un kuruluşu ile birlikte 
				önce yönetim kurulunda görev almamız daha sonra Konya Futbol İl 
				Temsilciliği bünyesinde Tertip Komitesine kulüpler tarafından 
				seçilmemiz ile birlikte önce kapalı tribünde daha sonra ise 
				protokol tribününde maç seyretme imkanına kavuştuk. Bir taraftan 
				Amatör Kulüp yöneticiliğimiz bir taraftan da Konyaspor 
				yöneticiliğimiz Konyaspor’un inişli çıkışlı grafik gösterdiği ve 
				o zamanki adıyla 1. Lig de 4-5 yıl yer alıp düşmesiyle birlikte 
				2. Lig Play-Off derken Kombassan Holding’in Konyaspor’a sponsor 
				olması... 
				
				
				  
				
				
				
				28 Şubat sürecinde lig mücadelesinde malum 
				sebepler nedeniyle Konyaspor’un uğradığı bariz haksızlıklar 
				oldu. Bir Diyarbakır maçı var ki unutulması mümkün değil. 
				Sıkıntılı yıllardı. Bu süreçlerde Ahmet Şan Bey’in Mevlüt Sarı 
				Bey’in, rahmetli Mehmet 
				
				Oktut 
				ağabeyimizin ve en son Mehmet Köseoğlu’nun başkanlığı 
				Konyaspor’un yaklaşık ligden düştükten 10 yıl sonra Süper Lig’e 
				intikal etmesini sağlamış oldu. Biz de Mehmet Köseoğlu Bey’in 
				başkanlığında yönetim kurulunda Konyaspor’un ikinci kez Süper 
				Lig’de yer aldığı ve almak için mücadele ettiği sezonda dış 
				ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı olarak görev yaptık. 
				Şampiyonlukta kendi etkimiz ve gücümüz çerçevesinde katkı 
				vermeye çalıştık. Sonraki süreçler Konyaspor’un ligde kalması 
				tekrar Ahmet Şan’ın ardından Mustafa Yayla, Bahattin Karapınar, 
				Mehmet Ali Kuntoğlu, Hilmi Kulluk yakın bilinen süreçler ile bu 
				şehrin bir ferdi olarak şahitlik ettiğimiz birçok olay var. İlk 
				şampiyonlukta 1988 yılında Konya Endüstri Meslek Lisesi 
				tarafındaki kale arkası tribünlerinden maç bitip şampiyonluk 
				turu başlayınca tellerden atladık. Saha içerisinde askerler 
				vardı. Bir dipçikten kendimi zor kurtardım. Yukarıda bahsettiğim 
				şampiyonlukta bu sefer yönetici olarak şehirde ve stadyum 
				içerisinde şampiyonluk turu attık bu bizim için onurdu. 
				 
				
				  
				
				
				
				Bir taraftan da 1996 yılından itibaren Türkiye 
				Futbol Federasyonu (TFF) Amatör Kurul üyesi olarak görev yapmaya 
				başladık. Böyle olunca TFF yönetim kurulunda görev yapan başkan 
				ve yönetim kurulu üyeleri ile irtibatlarımız oluşmaya başladı. 
				Benden önceki Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel 
				Başkanı Orhan 
				
				Saka, 
				bir Anadolu evladı olarak en kolay ulaştığımız isimdi. Aynı 
				camiada amatörlere hizmet ettiğimiz için. Zaman zaman 
				Konyaspor’un yönetimsel ve federasyon sıkıntılarını çözümü 
				konusunda kendisinden destek aldık. Allah nasip etti, 2004 
				yılında Levent Bıçakcı başkanlığında TFF Yönetim Kurulu 
				Üyeliğinde görev aldık. Bugüne kadar farklı dönemlerde farklı 
				başkanlar ile hem amatörlerden sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi hem 
				de profesyonel kurul başkanlığı, başkan vekilliği gibi farklı 
				görevlerde hizmet ettik. 
				
				Tabi 
				bunları yaparken Konya’dan hiçbir zaman kopmadık. Konyaspor’dan 
				hiçbir zaman uzaklaşmadık. Bizim mücadelelerimizin içerisinde 
				başta Ahmet Şan, Hilmi Kulluk, Fatih 
				
				Özgökçen 
				dönemlerinde olmak üzere Konyaspor yönetimlerinden hep destek
				
				gördük.
				 
				
				  
				
				
				
				Böyle özetledikten sonra 100. yıla ulaşan bir 
				kulübün mazisi, geçmişi, hizmet etmiş futbolcuları, sporcuları, 
				Konya futboluna hizmet etmiş aileler. Mesela kimi aileler 
				amatörü ile profesyoneli ile bir ferdi ile değil birkaç ferdiyle 
				Konyaspor’a hizmet etmiştir. Bu ailelere örnek verebileceğimiz 
				aileler Renklibay ve Köseler aileleri. Yine bizim ailemizden 
				amcam Mustafa Baykan rahmetli Ahmet Büyükkartal’ın başkanı 
				olduğu Yenimeramspor kulübünde uzun yıllar yöneticilik yaptı, 
				amca oğlum Ahmet Baykan, Taşkentspor’da futbolcu olarak 
				Konyaspor gençlik kollarında Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet 
				etmiş. Ahmet Çakıcı 
				
				Araplarspor,
				
				Taşkentspor. 
				Celalettin Çakıcı 
				Araplarspor. 
				Yine Celalettin Çakıcı Konyaspor yönetimlerinde. Biz Konyaspor 
				yönetimlerinde şehrimiz sporuna ve futboluna katkı sağlamaya 
				çalıştık. Bu da bu aileler için önemli anekdottur. 
				 
				
				  
				
				
				Bugün gelinen noktada 100 yılı yaşayan 
				Konyaspor’un bir Anadolu takımı olarak şehrin ekonomik büyüklüğü 
				ile büyümesi ile birlikte uzun yıllardır ama Süper Lig’de ama 
				Süper Lige iddialı noktalarda mücadelesini sürdürüyor olması 
				önemli. Böyle bakıldığında Kayseri’yi ve Gaziantep’i görürsünüz. 
				Süreklilik sağlayabilecek anlamda. Mesela Gaziantep belli bir 
				süre olaydan uzaklaştıktan ile şehrin bir araya gelmesi ile 
				birlikte tekrar süper şansını yakalamıştır. Kayseri hakeza 
				öyledir. Adana’da bir istikrarlı ve istikrarsızlık söz 
				konusudur. Adana Demirspor’un son iki yılda Süper Lig’de 
				olmasını ayrı tutuyorum. Malatya zaman zaman inişli çıkışlı 
				grafik sergilemiştir. Hakeza Samsun. Konya’nın bu konuda 
				istikrarını hatırlayın 2010 yılında birinci lige düştükten hemen 
				bir sezon sonra 2011 yılında küme düştükten 2 sezon sonra 
				çıkması. Üstelik altyapısından yetiştirdiği futbolcular ile 
				çıkması önemlidir.  
				
				
				  
				
				
				Konyaspor’un 100 yıllık bir marka olması ve bunu 
				en üst ligde temsil etmiş olması bu şehirde 15 günde bir oynanan 
				müsabakalarda gelen diğer şehirlerde taraftarlar, gazeteciler 
				özellikle Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzonspor 
				maçlarına olan ilgi.  
				
				
				
				Yeni sezon ile birlikte stat kültürünün oluşması 
				ve art arda Konya’da oynanmasını organize ettiğimiz milli maçlar 
				ile beraber ailelerin statlara çoluk çocuk gelmesi. Aileler 
				adına değerlidir ve Türkiye genelinde de takdir görmektedir. Şu 
				anda da seyirci ortalamasında Konyaspor 4 büyüklerden sonra 
				gelen bir seyirci topluluğuna sahiptir. Trabzonspor toparlanıp 
				yukarıları zorlayan bir performans gösterdiğinde Konyaspor 4.’ü 
				idi. Gelinen noktada bu şehrin 100 yıllık futbol takımı var.
				
				
				Mottosunu 
				üretmemiz gerekir. Bu şehrin 100 yıllık futbol kulübüne sahip 
				olduğunu iyi anlatmamız gerekir. Fatih 
				
				Özgökçen 
				başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin 100. yıl kutlamaları ile 
				ilgili attıkları adımları son derece önemsiyorum. Üstelik 100. 
				yılda Avrupa’da. Avrupa Kupalarında yer almak gibi imkanı da 
				yakalamış durumda Konyaspor. Bunu üst düzeye taşımak ve bu yıl 
				Avrupa’da elde edilecek başarılar ligde gelinecek noktayı da 
				doğrusu iyi bir takip etmek gerekiyor.  |