Günlerden pazar, Konya 1. amatör küme futbol sezonunun son haftası olan 
		ligin 18. haftasında çoğu yerde olduğu gibi Doğanhisar’da da önemli bir 
		futbol müsabakası vardı. İlçe halkı heyecanlı ve bir o kadar da 
		tedirgindi. Çünkü bu maçta oynayacakları Sanayispor’u yenerlerse kümede 
		kalacaklar ve rakip küme düşecekti. Yenilgi de ya da beraberlikte ise 
		Doğanhisarspor küme düşecekti.
		 
		
		O 
		yıllarda görevim Sanayispor’da genel kaptanlık ve diğer yönetici 
		arkadaşlarımızla birlikte takımı küme düşürmemek için çırpınıyoruz.
		
		 
		
		Hava 
		soğuk ama maçın önemi ve heyecanından olsa gerek üşümüyoruz. Bilenler 
		bilir, tabiri caizse “Ölüm kalım maçı!” üşümek ne kelime yanıyoruz.
		
		 
		
		
		Doğanhisar ilçe stadında takım sahaya çıktı maç öncesi ısınıyor, biz 
		yöneticiler saha kenarındayız. Bu arada rakip Doğanhisarspor’da sahaya 
		çıkarken 40’lı yaşlarda bir futbolcusu gruptan ayrılarak bize doğru 
		koşarak geldi “Hoş geldiniz, var mı bir sıkıntınız, eksiğiniz?” diye 
		sorarak hepimizle el sıkıştı. Onun kim olduğunu yanımızda olan Doğanhisarspor’un yöneticilerinden öğrendik. Gelen kişi takımın kaptanı 
		emektarı, çilekeşi Hayri Yorgancılar’dan başkası değildi, ilk o zaman 
		tanımıştım kendisini.
		 
		
		
		Sanayispor’da antrenör Eyyüp Yenitürk; kalede Kemal Çoşkun, defansta 
		Muhammed Eken, Metin İplikçi, rahmetli Orhan Kılıçarslan, Ahmet Kırmızı, 
		orta saha da Serhat Babacan, Hamdi Özcan, Şükür Soyluğan, Murat Erpolat, 
		forvette ise Sinan Kabak ve Şakir Erdoğan olarak ilk on birini 
		belirlemiş ve sahaya sürmüştü.
		 
		
		
		Müsabakanın önemi dolayısıyla görevlendirilen maçın hakemi ise dönemin 
		klasman hakemlerinden Deniz Çoban idi ve başlama düdüğü ile karşılaşma 
		başladı.
		 
		
		Rakip 
		Doğanhisarspor’un kendi evindeki bu maçı mutlaka kazanma zorunluluğu 
		futbolcuları oldukça heyecanlandırıyor, doğal olarak yer yer agresif 
		davranışlar sergilemelerine ve seyircinin de bundan etkilenmesi ile 
		zaman zaman saha içi ve dışında tartışmalar çıkıyordu. 
		
		 
		
		
		Kaptan Hayri ağabey hariç takımın oldukça genç olması ve maçın önemi 
		dolayısıyla 20. dakikada golü yemeleri futbolcuları oldukça germişti.
		
		 
		
		Bu 
		heyecanı yaşayanların biri de daha sonra öğrendiğimize göre Hayri 
		ağabeyin oğlu şimdilerde doktor olarak sağlık alanında görev yapan, 
		ayrıca klasman futbol hakemi olarak ilimizi başarıyla temsil eden Raşit 
		Yorgancılar'da baba-oğul futbolcu olarak sahada ter dökmekteydi.
		 
		
		
		Uzatmayalım dakika 70 ve ilk golün sahibi bugün de beden eğitimi 
		öğretmenliği görevi ile hâlâ sporun içinde aktif olan Murat Erpolat’ın 
		şutuyla fark iki oldu. 
		 
		
		
		Farkın ikiye çıkmasının hemen ardından Raşit’in de kırmızı kartla oyun 
		dışında kalması baba Hayri Yorgancılar’ı çileden çıkarmış, oğlu da dahil 
		kendi takımının oyuncularının; futbol taktiklerini ve maç içindeki 
		görevlerini yapmayarak gereksiz davranışlarının hataya yol açmasına ve 
		dolayısıyla heyecanlarını kontrol altına almamalarına kızıyordu.
		 
		
		Hayri 
		ağabey ilçesinin takımının küme düşecek olması belki de içini kan 
		ağlatsa da maçın gerginliğini yansıtmayan, centilmenlikten asla taviz 
		vermeyen tecrübeli bir isim olarak sahada kişiliğini gözler önüne 
		serdiği karşılaşma sona ermişti.
		 
		
		
		Müsabakayı 2-0 kazanan Sanayispor kurtulmuş ve maç sonunda da takım 
		yöneticileri ve taraftarlarıyla birlikte aynı vakur ve efendilikle 
		“Kusura bakmayın bir hatamız olduysa!” sözleri ile bizleri uğurlayan 
		Hayri ağabeyin takımı Doğanhisarspor kaybetmiş ve küme düşmüştü.
		 
		
		Fakat 
		sporun sadece kazanmaktan ibaret olmadığını bu şahsiyetli duruşu ile 
		sergileyenin aslında daha doğrusu kazananın; Hayri ağabey ve onun 
		nezdinde Doğanhisar ilçesinin olduğunu; ne zaman Doğanhisar’a gitsem o 
		sahada gözlerimin önüne gelir ve anarım.
		 
		
		
		Ertesi sezon; Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu, Yılın EN’lerinde 
		Hayri ağabeyi “Yılın Sporcusu” seçmiş, saha içinde ve dışındaki 
		hayatında adeta yaşam tarzı olmuş  örnek alınması gereken bu 
		davranışlarını taçlandırmıştı.
		 
		
		İki 
		gün önce geçirdiği kalp krizi sonucu dönülmez sefere revan olan Hayri 
		ağabeye dualarımızla, Allah’tan rahmet dilerim.