Her
beldenin bir futbol takımı olduğu gibi güzel Bozkır'ımızın da renklerini
akan sulardan, yemyeşil bitki örtülerinden alan yeşil-beyaz forma renkli
ve her Bozkır'lı gencin bu spor kulübünde formasını giymek, futbol
oynamak istediği bir takımı vardır.
Bu
takımdan kimler kimler gelip geçmiştir. Ali Rıza Tarhan'da bunlardan
biridir. Bozkır Gençlerbirliği spor kulübüne futbolcu ve antrenör olarak
hizmetler vermiş, yeşil-beyaz forma rengine gönül verenlerden olmuştur.
Ali Rıza
Tarhan, Bozkır sevdasından dolayı kendisini isteyen büyük kulüplere
gitmemiş, Bozkır'da futbol oynayıp, Bozkır'da antrenörlük yaparak,
yaşamını sürdürdüğü ve çok sevdiği ilçesinde hayatı nihayete ermiştir.
Allah rahmet eylesin.
Tarih
1984-85, Bozkır Endüstri Meslek Lisesi’nde okuduğum yıllardı.
Bozkır
Gençlerbirliği'nin maçını izliyoruz, seyirciler hep bir ağızdan:
"Domatesin çekirdeği kırmızı! kırmızı! Ali Rıza sahaların yıldızı!
yıldızı!" diye bağırıyorlardı.
Yanımdaki arkadaşlara;
--- Ali Rıza'da kim?
diye sordum.
9 forma
numaralı iri cüsseli, toplara uzaktan sert ve isabetli vuran tank gibi
bir oyuncuyu gösterdiler.
Maçta
iki de gol attı ve oynadığı futbolla da tüm övgüleri hak etti. Maç sonu
Ali Rıza ağabeyi yanımıza çağırıp coşku içinde galibiyeti kutladık.
O güne
kadar futbolda tek idolüm Fenerbahçeli Selçuk Yula idi. O yılların
Türkiye gol kralı ve tuttuğum takımın yıldızıydı. Sırf ona benzemek için
saçlarımı uzatıp lüle lüle yaptığımı hatırlıyorum.
Artık
bir de Ali Rıza ağabeyimiz vardı. Onun yeri çok farklıydı çünkü O bizden
biriydi. Bir yıl sonra yapılan kaymakamlık kupasında bizim köyün yani
Çat'ın takımı ÇATKO'da forma giydi ve ÇATKO turnuvada ikinci oldu.
Çat'ta çoluk, çocuk herkesin gönlünü kazandı. Öyle ki sokakta güzel bir
gol atan çocuk Ali Rıza! diye sevinç narası atar oldu.
Aradan
yıllar geçti... Bozkır Atatürk İlköğretim Okulu'na Beden Eğitimi
öğretmeni olarak çalışmaya başladım.
Bir gün;
Hisarlıklı rahmetli Berduş dayının evinde oturuyorum. Soğuktan
apartmanın tüm su saatleri donmuş bazıları su kaçırıyordu. Vanalarını
kapatıp doğru belediyeye gittim. Konu ile ilgili birime vardım, bir de
ne göreyim karşımda Ali Rıza ağabey görevli olarak duruyordu. Durumu
kendine izah ettim.
--- Bir aylık muhammen
bedelden ceza ödeyeceksin!
dedi.
--- Daha su saati bir
kaç gün önce okunmuş bir gün de bir aylık su mu harcadık?
dediysem de kâr etmedi.
--- Encümen kararı
dedi.
Bende;
--- Bakın Ali Rıza bey
ben Bozkır'da beden eğitimi öğretmeniyim ve hayatım boyu iki futbolcuyu
sevdim. Birincisi Fenerbahçeli Selçuk!
Dedikten
sonra biraz bekledim.
--- Eee diğeri?
diye sorunca...
--- İkincisi de Bozkır
Gençlerbirliği'nden Ali Rıza Tarhan
dedim.
Hemen
gülerek ayağa kalktı;
--- Sen Çatlı mısın?
Otur çay kahve ne içersin?
Derken o
arada bizim saatler halloldu.
Ara sıra
çay boyunda birlikte maç seyredip kritik falan yaptık.
Konya'ya
tayin olduktan sonra Bozkır Gençlerbirliği'nde antrenörlük yaptı. Hatta
Atatürk İlköğretim Okulu'ndan öğrencim Arif'i profesyonel futbolcu
olarak spora kazandırdı.
Bozkır
Gücü atkısını yaptırınca telefon ile arayıp;
--- Çocukluk
yıllarımızın yıldızı ile bir fotoğraf çekinmek isteriz
dedim.
Hemen
geldi.
Velhasıl
Ali Rıza ağabey her pozisyonda Bozkır'a hizmet vermiş yerli bir
yıldızımız ve değerimizdir. Son yıllarda kanser tedavisi görüyordu.
Vefat haberi bizi derinden üzdü.
Bozkır
Gücü Spor Kulübü başkanı olarak Bozkır'a hizmeti dokunmuş bir değerimizi
genç nesillere sunmanın hazzı ile Ali Rıza Tarhan ağabeyimize Allah'tan
rahmet, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dilerim.