İyi bir insan olabilirsiniz, işinizde çok başarılı, iyi
bir baba, eş olabilirsiniz, iyi bir arkadaş, dost olabilirsiniz, daha
doğrusu farklı farklı meziyetleriniz olabilir. Ama bu olumlu melekelerin
toplandığı bir insan olmak oldukça zordur. Böyle insanlarımız olmasına
rağmen çevresi tarafından fark edilmeyebilir, es geçilebilir. Toplumda
böylelerinin mutlaka bir eksikliği ya da zaaflardan dolayı eskilerin
tabiri ile bir “amanı” bulunur.
İki gün önce geçirdiği kalp krizi sonucu genç yaşta
aramızdan ayrılan Atilla kardeşimiz de işte böyle, yukarıda saydığımız
melekeleri hakkıyla üstünde toplayan, özümseyen ve bunu yaşamına
yansıtan ender, saygın ve en önemlisi “amanı” olmayan biriydi.
1977 Konya doğumlu Atilla Demirok; Konyaspor’da futbola
başladı ve sırasıyla Telekomspor, Konya Kartalı, Sanayispor, Karapınar
Belediyespor, Gençlerbirliği ve Başakspor’da uzun yıllar amatör olarak
futbol oynadı. Faal futbolu bıraktıktan sonrada Konya Masterler Spor
Kulübünde hobi amaçlıda olsa sahalardan kopamamış ve futbol oynamaya
devam etmişti.
Atilla’nın eşi ve Melek gibi ismi ile kızından sonra tek
aşkı futboldu. Faal futbolculuk dönemi maçlarında herkes yakından bilir
ki oynadığı takımlarda kaptanlık pazubandı ister kolunda olsun ister
olmasın tartışmasız doğal kaptan oydu.
Heyecanlı ve çekişmeli maçlarda bile hakemlere sürekli
yardımcı olur, onların rahat maç yönetmelerini sağlardı. Kendi
takımındaki oyuncuları pozitif güç olarak destekleyerek cesaret verir ve
oyunlarını geliştirmeleri anlamında, saha içindeki mücadelesi ve olumlu
davranışları ile örnek bir tavır sergilerdi. Hatta rakip takımın
oyuncuları ve kulübesi bile ona saygı duyar, sertlik ve tartışmalarda
Ati’nin takımının oyuncularını ona şikayet ederlerdi.
Beden Eğitimi Spor Meslek Yüksekokulu mezunu olmasına ve
15 yıl faal futbol oynamasına rağmen meslek olarak sağlık sektörünü
tercih etti, sporu tercih etmedi belki de ona göre şartlar oluşturamadık.
Fakat o oynadığı bu uzun yıllar sürecince yüzlerce sporcuyu saha içi ve
dışındaki davranışları ile öyle bir etkiledi ki o çocuklar ilerde hayata
atıldıklarında eğitimci, spor yöneticisi, hakem, antrenör ya da herhangi
bir meslek sahibi olduklarında bu vasıfları topluma yansıtmaları ile
doğuracağı sonuçların faydası saymakla bitmez.
Beyefendi ve örnek kişiliği ile iz bırakan güzel insan
Atilla kardeşimizin, genç yaşta ani vefatı başta ailesi olmak üzere
dostlarını, iş ve spor camiasından arkadaşlarını hatta onu az
tanıyanları bile üzdü. Dün cenazesinde elinde olsaydı böyle bir virüs
ortamında insanların kendisi için toplanmalarını istemez üzülürdü,
mahcup olurdu ama takdiriilahi ondan geldik ona döneceğiz.
İnsanlar çocuklarını elbette çok sever, üzerine titrer
ama çok az insan çocuğuna şiir yazar. Bu bile Ati’yi farklı kılıyor
hepimizden!
Canım kızım…
Gökkuşağı kadar güzel bulutlar kadar beyaz
Gözlerin nasıl masum ki bakamıyorum
Yüreğin öyle hafif ki öyle temiz ki
Dokunamıyorum…
Bana hiç kapanmasa gözlerin
Gözlerin hep içime doğsa hep elimde olsa ellerin
Canım Meleğim…
O amatör futbol ailemizin; büyükleri için Atilla,
yaştaşları için Ati ve küçük kardeşleri içinde ağabey idi. Ruhu şad
olsun. |