TEŞEKKÜR
MEKTUPLARI GELİYOR
Kısa bir süre önce
Mersin'de gerçekleştirdiğimiz 17. Akdeniz Oyunları'nı iki açıdan ele
almamız gerekiyor. Bir tanesi organizasyon kalitesi ve organizasyon
başarısı açısından. İkincisi ise ülkemizin bugüne kadar katıldığı
Akdeniz Oyunları'nda aldığı madalya sayısı bakımından değerlendirmek
gerekiyor. Organizasyon kalitesi ve başarısı açısından baktığımızda
açılış törenlerinden başlayarak misafir 23 ülke kafilelerinin,
sporcularının, teknik adamlarının, yöneticilerinin sahip oldukları
memnuniyet. Ulaşımdan beslenmeye güvenlikten yetiştirmeye kadar sağlanan
başarı noktasında yakalanan kalite, diğer bir taraftan konaklama
hususunda katıldığımız Londra Olimpiyat Oyunları'nda kaldığımız tesisi
aratmayacak ve çok çok üstünde bir kaliteye sahip tesis yapılanması
içerisindeki sağlanılan konaklama imkanı açısından bakmak gerekiyor.
Ayrıca üstüne kapanış töreni. Çok başarılı olduğumuzu düşünüyorum.
Düşünmenin ötesinde gelen misafirlerimizin arasında Eylül ayında
Türkiye'nin 2020 Olimpiyatları adaylığında oy kullanacak 10 civarında
Uluslararası Olimpiyat Komitesi üyesi vardı. Gelen misafirlerimiz
açısından yakalanan memnuniyet sevindiriciydi. Başta Yunan kafile
başkanı olmak üzere çeşitli ülkelerden aldığımız teşekkür mektupları
başarılı olduğumuzu gösteriyor.
KISA MESAFEDE DEV
ADIMLAR ATTIK
Diğer taraftan tesislerin
kalitesi ve yetiştirilmesi noktası var. Biliyorsunuz bu olimpiyatları 6
yıl önce Yunanistan almıştı. Ancak oyunlara 2 yıl kala bu organizasyonu
yapamayacağını belirtti. İki yıl kala oyunları biz aldık. Ve bir buçuk
yılda hem tesislerin projelendirilmesi hem yer teminleri hem de
şartların tamamlanması gibi kısa sürede başarı gerçekleştirdik. Stadyum
inşaatında ocak ayında müteahit değişikliği oldu. O dönem yüzde 30
seviyesindeydi. 5 ay gibi kısa bir sürede geri kalan yüzde 70'lik kısmı
tamamlandı. 14 tesis sıfırdan yeniden yapıldı. Antrenmanlarda ve
müsabakalarda kullanılan 54 tesis tamirat tadilat, yeniden yapılandırma
gibi işlemlere maruz kaldı. Böyle değerlendirdiğimizde ortaya çıkan
sonuç, üst düzey başarı olarak hem kamuoyu tarafından, hemde Dünya spor
kamuoyu tarafından algılanan ve paylaşılan bir sonuç oldu.
TÜRKİYE ÇOK ŞEY
KAZANDI
Tabi özellikle
organizasyon konusunda uzun süre çalıştık. Ayın 20'sinda oyunlar başladı
30'unda bitti diyebileceğimiz bir tablo değil. Sayın Spor Bakanımız Suat
Kılıç'ın koordinasyonunda gerek tesis yapılanması ve gerekse
organizasyon yapılanması anlamında çok büyük bir çalışmanın semeresini
almış bulunuyoruz. Şahsım adına bazı yakın çalışma arkadaşlarımla
birlikte son 4 ayı neredeyse tamamıyla Mersin'de geçirdim. Ne güzel
olabilir konusundan daha çok nerede eksik var, nerede aksama olabilir
ona baktık. Biz son 10 yılda pek çok Uluslar arası organizasyonu
gerçekleştiren bir ülkeyiz. Ama bu oyunlar olimpiyatlardan sonra Dünyada
gerçekleştirilen en büyük spor organizasyonlarından birisi. 6 bin tane
sporcu, teknik adam ve yönetici ağırlaması sözkonusu oldu. İzleyici
konusunda da 200 bin gibi bir rakam yakalandı ki, neredeyse 50 bini
dışarıdan gelen konuklarımızdı. Böyle baktığımızda elimizde tabi bir
sermaye vardı. Bu sermaye neydi? İzmir UNİVERSİADE, Erzurum Kış
UNİVERSİADE ve Trabzon EYOF oyunlarında görev yapmış bazı
arkadaşlarımızdan istifade ettik burada. Ama gerek katılıma
baktığınızda, gerek katılan ülke sayısına baktığınızda, gerekse icra
edilen branş sayısına baktığınızda tabi onların çok çok üstünde bir
organizasyon. Fakat daha önceki oyunlarda küçük ve orta ölçekli de olsa
tecrübesi bulunan arkadaşlarımızdan istifade ettik. Türkiye çok şey
kazandı burada. Bir kere tesis yapma becerisi anlamında çok önemli bir
adım atmış oldu Türkiye. Çok kısa süre içerisinde büyük tesisler
kazandırıldı.
TÜRK MÜTEAHİTİ DE
KAZANÇLI ÇIKTI
Öte yandanTürk müteahitlik
sektörü kış olimpiyatlarına hazırlanan tesislerin yapım çalışmalarına
başladı. Sportif manada spor tesislerinin yapım aşamasında kendine göre
özellikleri var. Ayrıca sportif organizasyon tecrübesine sahip insan
gücü bakımından önemli bir kazanım elde ettik. İnsan gücü noktasında
belirli bir yere geldik Olimpiyat düzenleme tecrübesine sahip bir çizgi
yakaladık. Tecrübe kazandı arkadaşlarımız ve onlara hep şunu söyledik;
burada tarihin sizi yazacağını falan beklemeyin. Tarih 17. Akdeniz
oyunlarında madalya alan sporcuları yazacak. 17 Akdeniz Oyunları'nda
kırılan rekorları yazacak. Ama biz hepimiz kendi tarihimizi yazacağız
burada kendi hikayemizi yazacağız. Türkiye'nin büyük bir başarı ile
gerçekleştirdiği 17. Akdeniz Oyunları'nda kimler vardı diye sorulduğunda
cevap olarak 'ben vardım ben görev yaptım' deme imkanına sahip olduk.
Çocuklarımız için 10 yıl önceki Türkiye'nin her alanda olduğu gibi
sportif anlamda içinde bulunduğu durum ortada. 10 yıl sonraki
Türkiye'nin çok daha iyi noktada olacağına inancımız tam. İşte bu
noktada 10 yıl sonraki Türkiye'nin hangi noktada olması gerektiği kararı
verildiğinde burada benim payım vardı diyeceğiz. Bunu başarmış olmanın
mutluluğunu yaşıyoruz.
MADALYA REKORU
KIRDIK
Diğer taraftan
baktığımızda sportif anlamda Türkiye'nin şimdiye kadar Akdeniz
Oyunları'ndan en fazla aldığı madalya sayısı 73 en fazla aldığı altın
madalya sayısı 34. Mersin'de 47 altın ve toplam 126 toplam madalya ile
birlikte yılların rekorunu kırdık. Madalya alınamayan kategorilerde
madalya aldık. Altın madalya alınamayan branşlarda altın madalya aldık.
İlk kez 2. olduk. Şimdiye kadar Akdeniz Oyunları'nda yakaladığımız en
iyi derece üçüncülük. İlk defa genel klasmanda İtalya, Fransa,
İspanya'nın arkasından 4. sıradayken 11 altın madalya geride olduğumuz
24 altın madalya geçerek 3.lüğe terfi ettik. Bundan sonra da kaptırmayız
Allah'ın izniyle. Hiç derecemizin olmadığı branşlarda derecemiz oldu.
Seyirci sayısında rekor kırıldı. Biz cesaretlendik. Olimpiyatlarda
aldığımız madalyalarla başarılı mıyız başarısız mıyız diye tartışırken,
bu Akdeniz Oyunları'nda biz sportif anlamda, organizasyon anlamında
birtakım başarılara imza atabilecek seviyediyiz diyebilme hakkını elde
ettik. Türkiye her anlamda ileriye gidiyor. Ekonomik, siyasal, tarihsel
anlamda ileriye gidiyorken sportif anlamda da bunu yakalamak
zorundaydık. Şu anda 718 spor tesisini birden yapan bir ülkenin sportif
başarı anlamında bir adım atması gerekiyordu. Bu adımı burada attık.
Büyük devlet, büyük Türkiye, 10 yıldır bir çok şeyi başarmış, bir çok
konuda ileriye gitmiş bir Türkiye'nin sportif anlamda da artık gözünün
yükseklerde olduğunu, trendinin yukarıya doğru olduğunu ispat etti.
BİZİ ÜZEN BRANŞLAR
OLDU, BUNLAR MASAYA YATIRILACAK
Sportif başarnı anlamında
“Sportif Değerlendirme Kurulu” yakın zamanda organizasyonun bir
değerlendirmesini yapacak. Sportif başarı anlamında 6 ayda bir sayın
bakanımıza bir rapor hazırlıyoruz. Sportif Değerlendirme Kurulu
raporları yakında çıkacak. O zaman branş olarak göreceğiz hangi
branşlarda daha başarılı olduğumuzu. Bu rapor çıkmadan herhangi bir
açıklama yapmayı doğru bulmuyorum. Ama elbette daha büyük başarılar
beklediğimiz ama bunu gerçekleştiremeyen branşlar oldu. Bizim bu anlamda
Türkiye'nin bugüne kadar düzenlenen oyunlarda başarılı olduğu ve madalya
almaya yakın olduğunu tespit ettiğimiz branşlar var. Güreş, Atletizm,
Tekvando, Boks, Halter, Judo Türkiye'nin olimpiyatlarda madalya aldığı
branşlar. Bunun yanısıra okculuk, atıcılık, eskrim, jimnastik ve yüzme
gibi branşlarda öncelikli olarak madalya alma şansı olan branşlar. Tabi
28 olimpik branşın dışında kalan diğer branşların üstünde duruyoruz.
Nitekim oluşturduğumuz Olimpik Eğitim Merkezlerinde olimpik branşlara
yer vermeye çalıştık. Sıfır başarı değilde daha fazla başarı
beklediğimiz sporcularımızdan başarı elde edemeyenler oldu. 5-6 altın
madalya beklerken 2-3'te kaldığımız branşlar var. Daha fazla başarı
beklediğimiz ancak başarı elde edemeyen branşlar var. Tabi bunlar masaya
yatırılacak. Elde ettiğimiz başarı ile yetinmeyeceğiz. Türkiye daha
iyilerini yapar. Neyi başarmışsak daha iyisini yapacak gücümüz var.
Türkiye son 10 yılda elde ettiği çeşitle kadamelerindeki ilerlemeleri
sportif anlamda heniz yaklaşabilmiş değil. Elbette çok önemli adımlar
atıldı, başarının artırılması adına gayretler sergilendi.
SON 2 YILDA SPORCU
VE ANTRENÖR SAYISI ARTTI
Son 2 yılda Türkiye'deki
sporcu sayısında önemli bir artış oldu. Son 2 yılda Türkiye'deki
antrenör sayısında önemli bir artış oldu. Son 2 yılda tesisleşme
anlamında önemli gelişmeler yaşandı. Son 2 yılda Türkiye'nin sporca
bakış açısında önemli değişiklikler oldu. Türkiye'nin spora ayırdığı
bütçelerinin bir kuruşunu bile boşa harcama lüksü yok. Her bir kuruşunu
yerinde ve ekonomik olarak kullanabilmek durumunda. Attığınız her adımın
karşılığını başarı olarak almak zorundasınız. Türkiye Dünya
şampiyonalarında, Avrupa şampiyonalarında elde ettiği başarıları
olimpiyatlarla taçlandırmak zorundadır. Böyle yapmadığınız takdirde 4
yılda 1 Dünya vitrinine çıktığınız bu büyük bayramda, bu büyük
festivalde, boynu bükük kalırsınız. Ülkeniz boynu bükük kalır. Londra
tabi çok sayıda Türk ve Müslümanın yaşadığı bir kent. Orada ülkesinden
gelecek en ufak bir madalya haberi ile mutlu olan insanların oluşturduğu
bir sinerji vardı. Tabi bizimde görevimiz onlara bu mutluluğu yaşatmak.
Artık bu ülkenin vatandaşları bakanımızı ve yahutta bizleri durdurup
sportif anlamda başarımızı sorgulayabiliyorlar. Ülkede bir 10 yıl önce
insanların karnını doyurma konusunda zorlukları varken spor gibi, kültür
gibi, turizm gibi çeşitli alanları düşünmek gibi fırsatları ortaya
çıktı. Onlar sorgularken sorumluluk sahibi olan bizlerin verebilecek
birer cevabımız olmalı. Tabi bunlarda sorumluluk sahibi herkesin üzerine
düşen görevi yerine getirmesi ile olacak.
2020'Yİ ALMA
ŞANSIMIZ YÜKSEK