Çoluk çocuk her Taşkent’e gidişte mihrap parkında bulunan
koca çınar ağacının hikâyesini anlatırdı mutlaka. Anamın Bakı
(Abdulbaki) dayısı dikmiş bu ağacı ve her gün sulamaya gönderirmiş
onları. Elinde çakı bıçağı dağ bayır ağaç budayarak geçmiş ömrü diye
tamamlar ve artık sulanmaya ihtiyacı kalmayacak kadar kökleri
derinleşmiş çınar ağacına mutlaka herkesin bir tas su dökmesi töreni
icra edilirdi.
Oğlan dayıya, kız halaya çeker diyenler boşuna
söylememişler.
Yaş seksene merdiven dayayana kadar her bahar gelişinde
toprakla haşır neşir olmaya başlar. Elinde bazen bel bazen balta kimi
zaman bıçkı kâh sebze yetiştirir, kâh yetiştirdiği gülleri budardı. Kimi
zamanda sonbahara doğru asma yaprakları arasında kendini gösteren
üzümleri kesip gelen geçene verir, mevsimine göre dut, erik, kayısı ve
elma ağaçları meyveye durduğunda da bir evlat gibi bakımını yaptığı
ağaçlarının meyvelerini toplayıp eşe dosta keyifle ikram ederdi.
Her pazar Hacı Fettah Mezarlığı hem ölmüşlerini ziyaret
hem de mezarlarına diktiği ağaçların ve çiçeklerin bakımı için uğrak
yeriydi. Bununla kalmaz evden mezarlığa yol boyunca sıralı ağaçların
diplerini temizler elinden geldiğince bakımlarını yapardı.
Günlerden bir gün işyerinin bulunduğu toptancılar
çarşısındaki bazı ağaç diplerinin yeni dökülen asfalt artıkları ile
dolduğunu ve temizleme imkânının olmadığını görünce hemen telefona
sarıldı ve belediyenin ilgili numarasını aradı. Görevli hanımefendiye
durumu anlatarak ve ağaç diplerinin temizlenmesi talebini iletti. Aldığı
cevap inşallah maşallah cinsinden olunca gereğinin yapılmayıp
aşırılacağı hissine kapılınca biraz daha ısrar yoluna giderek “bak kızım
ağaçlarda canlıdır ve insanlar hayvanlar gibi suya ihtiyaç duyarlar. Bu
halde yağmur suyu köklerine ulaşmaz ve susuz kalırlar lütfen gereğini
yapın” dedi. Aldığı cevap ise onu hayal kırıklığına uğratacak
cinsindendi. “Beyefendi çok romantiksiniz!” Öyle vara yoğa pek
sinirlenecek bir kişi olmamasına rağmen tepesi fena atmıştı. “Bana bak
kızım” dedi. Bende ne roman tiki var ne de hikâye. Yaşım seksene
merdiven dayadı hele senin dediğin cinsinden olanı hiç kalmadı. Sen bu
ağaçların durumunu ilgili yere iletecek misin iletmeyecek misin bana onu
söyle. Kızcağız yaptığı hatayı anladı ama iş işten geçmişti. Durumu
düzeltmek için elinden geleni yapmaya çalışıyordu. İsim adres filan alma
faslı başladı, karşısındaki kişinin Zeki Dayı olduğunu öğrenince tanıdık
çıkıp “aa amca biz sizin dükkânın şeker çikolata müşterisiyiz” dese de
testi kırılmıştı bir kere. Okunan ikindi ezanı imdada yetişti ve telefon
kapandı.
Zeki Dayı cemaate yetişmek için caminin yolunu tutmuştu
ama hâlâ söyleniyordu.
Şuna bak ya Romantikmişim... |