Onun
yaşamında yapamam diye bir şey yok.. O, tutarlı ve cesur yürekli bir
Konyalı.. Spor yöneticiliğine, Taşkentspor’da başladı.. Amatör Küme lig
tertip komitesi üyeliği ve Konya Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu
yönetim kurulu üyeliğiyle devam etti. Aynı Kurulun Genel Başkanlığına
seçildi ve uzun yıllar Konya futboluna hizmet etti. Spor yöneticiliği
yaşamındaki kariyerini Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği ve
Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonu Genel Başkanlığına taşıdıO,
iş yaşamında aktif, iyi bir baba, sivil toplumda son derece sorumlu,
Konya’yı sadece sporda değil, birçok alanda temsil eden ve daha bir sürü
buradan sayamadığımız özelliklere sahip olan bir adam… Onun yaşamında
“ben yapamam” yok…
Evet, TASKK yönetimi, sadece doğru bir ismi seçmedi, bu doğru ismin
sporcu olması, sporun tabanından gelmesi de, onun işaret edilmesinde
önemli bir pay sahibi oldu… Başka bir deyişle, onun sporcu kimliği
isminin de bir adım önüne geçti… İnsanlara verdiği güvenle farkını
ortaya koydu… Gönlümüz olabileceğinin en iyisi olmasından, çabasının,
cesaretinin bütün zorlukların üstesinden gelebilmesinden ve gerçekten o
koltukta hakkını vererek oturabilmesinden yana…
Mehmet Baykan, hangi işi yaparsa yapsın, ne kadar meşgul olursa olsun,
spora hizmet etmenin sorumluluğunu bir kenara koyamayacak yapıda… Ve
daha da önemlisi, anlaşılamayan, tarif edilemeyen, tanımlanamayan bir
güç, güven ve enerji, ona daha çok çalışma ve üretme keyfi veriyor…
Yürekli…Kararlı…Bilgili ve tutarlı…
Ve o bir Konyalı…
Var mı şu anda bu şehirde daha cesur yürekli biri, bildiğiniz ?
Yok…
O zaman, Mehmet Baykan gibi değerlere sahip çıkılması gerekmekte…
Siyasette sırtı yerden kalkmayan bu şehrin en azından sporda yüzü
gülsün…
Çünkü, bu şehir iyi şeylere layık…
Çünkü, bu şehirde yaşayanlar da iyilere layık…
Bu şehirde yaşayan insanların doğup büyüdükleri yerle ilgili
sorumlulukları ya da aidiyetlikleri vardır… Bu “sorumluluk” ve
“aidiyet”lik de bir elin parmakları kadar az olan değerlere sahip
çıkmakla değer kazanır.
Spor
yöneticiliğine nasıl başladınız ?
Yıl
1988 ülke genelinde yeni ilçeler oluşturulması gündemde ve benim
memleketim, ilçem Taşkent kasaba iken ilçe yapıldı. İlçe
yöneticilerimizin bir hareket sağlama adına bir spor kulübü kuruluşuyla
ilgili çalışmaları sonuç verdi ve Taşkentspor kulübünde yönetici olarak
spor yöneticiliğim başlamış oldu. O dönemde çok güzel yönetim kurulu
oluşmuştu.Kulüp Başkanımız Şefik Dikici’nin ve sonrasında Başkanımız
Ziya Nurullahoğlu’nun bize çok büyük katkıları oldu. Yine yöneticilik
anlamında yöneticiliğimizin ilk yılında futbolun Konya’da spor
yöneticiliği adına üst yöneticilik olan futbol tertip komitelerine aday
oldum. Bu anlamda Konya futbolunun marka isimlerinden camiayı çok iyi
bilen halen Taşkentspor başkanı olan Hüseyin Öner ağabeyimin çok büyük
destek ve katkısı oldu. İlk yıl tertip komitesine üye olamadım. Yani
seçimi kazanamadık. Bizim seçimle gelinen görev süreçlerinde ilklerde
hep kayıp yaşamamız söz konusudur. Yani çift dikişlerle hedeflere yürüme
noktasında bir gelişimiz oldu. Ertesi yıl futbol tertip komitesi
seçimlerinde başarı sağladık. Rahmetli Metin Can Onat’ın futbol il
temsilciliğinde, tertip komitesinde çalışmaya başladık. Böylece 22
yıllık yolculuk başlamış oldu.
Bulunduğunuz yere gelmeniz mutlaka kolay
olmamıştır ?
Hizmet
anlamında yürürken, koşarken farkına varamıyorsanız, kendinizle ilgili
muhasebe yaptığınız zaman, vicdan muhasebesi yaptığımız zaman ne
zorluklarla ne mücadelelerle bir noktaya geldiğinizi görüyorsunuz.
Kulüp yöneticisi ve futbol tertip komitesi üyesi olarak yola çıktığımız
süreçte geriye dönüp baktığımızda bugünkü bulunduğumuz noktayı hayal
etmemiz mümkün değildi. Zaten mutlak bir hayalin peşinde, yahut mutlak
bir hedefin peşinde yola çıkan insanların çokta başarılı olduğunu
zannetmiyorum. Ama benim düşüncem hakkını vere vere hizmet edelim
sonucunda mutlaka bir yerlere gelinir oldu.Bir kural var, hizmet aşkı
ile devam edeceksiniz, hizmet ediyor olacaksınız, iyi şeyler
düşüneceksiniz ve iyi sonuçlar umut edeceksiniz, dolayısıyla sizi de
iyilikler bulacak. Bu anlamda zorluklar yaşasak da mücadele versek de,
gerek içinde bulunduğumuz kitlelerin verdiği destek, gerekse
çevremizdeki insanların, dostlarımızın,bize inanan, bizimle birlikte
mücadele eden, bizim de de inandığınız insanların desteği önemli. Doğru
işler yaptığınız zaman aldığınız dualar da önemli. Elbette dua alacağım
diye iş yapmazsınız, ama iyi şeyler yaptığınız zaman insanların
faydasına, hani vardır ya ‘insanların en hayırlısı insana hizmet
edendir’ mantalitesi, insanların iyiliğine, toplumun iyiliğine, ülkenin
iyiliğine hizmetler yaptığınız zaman aldığınız dualar yaşadığınız
zorlukların aşılmasında sıkıntıların avantaja dönüşmesi noktasında sizin
için en büyük pozitif enerjidir. Biraz öncede söyledim, o günlerden
bugünleri hayal etmek çok mümkün değildi. Bir gün TASKK Genel Başkanı
olacağımızı hayal etmemiz mümkün değildi. Futbol yöneticiliği yapan her
insanın hayalinde TFF yönetim kurulu üyeliği dile getiremediği
temennidir. Yahut spor yöneticiliği yapan herkesin kafasında spor
bakanlığı yapacağı, ama dile getiremediği bir hedefi vardır. Ama ülkede
siyasi sürece baktığınız zaman görev yapan bakan sayılıdır. Bu işler
nasip meselesidir. Kentimize dönersek, hedeflerinden kılpayı dönen
insanlar olmuştur. Ülkenin geneline bakarsak hedeflerini yakalayamayan
insanlar olmuştur.Sizin hayal etmeniz değil, sizin alnınıza yazılmış
olması önemli, sizin sebebini işleminiz önemli. Şöyle bir mantalitemiz
var; bir şeyi fazla istemeyeceksiniz, bir konuda fazla inat
etmeyeceksiniz,fazla murat etmeyeceksiniz, murat ettiğiniz şeyler için
de fazla niyaz etmeyeceksiniz. Hayırlısını isteyeceksiniz. Bunlara
‘Mehmet Baykan çok bilgiç konuşuyor’ diyenler çıkabilir, ama yaşadığımız
deneyimleri paylaşma adına görevimizi yerine getirmezsek, görüntü ile
etrafımızı aldatmak gibi bir yanlışa bulaşmış oluruz. Bu
inat,murat,niyaz üçgeninde çok dikkatli olmamız gerekir
Futbol İl Temsilciliği, ASKF, TFF derken
TASKK Genel Başkanlığı da uğraşınızın bir parçası oldu.
Tertip
Komitesi üyeliği 1993 yılında, ilk özerkleşme döneminde futbol il
temsilciliğine talip olarak seçim kaybetmemiz arkasından 1994 yılında
rahmetli Genel Başkanım Faik Özköksal’ın davetiyle Konya ASKF Genel
başkan yardımcısı olarak göreve başladım. 1995 yılında tek aday olarak
futbol il temsilciğine aday oldum ve kazandım. Faik Özköksal’ın vefatı
1998 yılında ASKF Genel Başkanı olarak seçilmemiz, 1996’dan 2004’e kadar
TFF Amatör İşler Kurulu Üyesi olmamız, 2000 yılında başlayan Türkiye
Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonundaki görevimiz ve Genel Başkan
yardımcılığımız ve 2004 yılında Levent Bıçakçı başkanlığında TFF yönetim
kurulu üyeliği süreci başladı. 2006’da seçim kaybettik. 2008’de rahmetli
Hasan Doğan’ın Levent Bıçakçı yönetiminden kendi başkanlığındaki
yönetime aldığı 4 kişiden biri olmanın onurunu yaşadık ve 26 aralık 2009
yılında da TASKK Genel Başkanlığı görevine gelmiş olduk. Bu süreçte
2004 Levent Bıçakçı yönetimine girişimiz, TASKK Genel başkanı oluşumuz,
itiraf etmeliyim ki, benim yaşadığım sürprizler oldu. Çünkü biz 2004
yılı Temmuz 22’sinde Ankara’ya Orhan Saka’yı TFFdeki görevine devam
etmek için ikna toplantısına gittik. 24 Temmuz akşamı 25 Temmuz sabahı
Konya TFF yönetim kurulu üyesi olarak döndük. Gidişimiz ve dönüşümüz.
Tabi bu arada Konyaspor yönetim kurulunda görev almamız, 2002
şampiyonluğu sırasında önemli bir süreç bizim için ve yöneticilik adına.
Onu da unutmadan söyleyeyim. Yine TASKK Genel başkanlığı görevine
gelişimiz, hiç hesapta olmayan Orhan Saka’nın istifa etmesi sonucu bir
hafta da gelişen hadise. Bu iki konu yöneticilik anlamında benim adıma
büyük sürprizler oldu. O konuyla ilgili beklentimiz ve hazırlığımız
olmadan, ama geldiğimiz noktada hani tecrübe kazanma adına adım adım siz
istemeseniz de bir yerlere doğru gidersiniz ya, biz bu bunu yaşadık
süreç içinde. TASKK yönetiminin içinde en az 10 tane insan başkanlık
görevini yapabilirdi, ama bizi uygun gördüler. Kentimiz adına bu önemli
görevi de üstlenmiş olduk.
Geldiğiniz noktada Konya’nın desteğini
aldınız mı ?
Konya’nın bize çok büyük desteği oldu. Biz Konya’nın, bu kentin
ürünüyüz. Konya olmazsa Konya’da Taşkentspor adı altında bir spor kulübü
kurulup biz orada görev yapmasak, Konya futbol il temsilcisi olmasak,
ASKF başkanı olmasak, spor yöneticisi, genel başkanlıklar yönetim kurulu
üyelikleri sıfatları taşıyan Mehmet Baykan olur muydu? Tabi kentimizde
klasik terimler var, Konya’da ‘yükselenin ayağından çekilir’ diye. Yok
efendim siz işinizi iyi yapın, siz birlikte çalıştığınız kitlelerin
emeğinin karşılığını verin, hizmet olarak, hakkını verin yürüyün gidin.
Konya’da yöneticilik anlamında mücadele zor. Kent olarak gerek sosyal,
gerekse toplumsal anlamında özelliklerimizden kaynaklanan sebepler bu
noktada zorluklar çıkartabiliyor. Ama siz bu kentte her hangi bir alanda
ticaret, spor, siyaset yöneticiliğine niyetlenmişseniz bir takım
koşturmalar içindeyseniz bu kentin gerçeklerini bileceksiniz, şikayetçi
olmayacaksınız, ona göre hareket edeceksiniz, ona göre yürüyeceksiniz.
Bu anlamda bize ve bizim gayretimize hizmetimize inanan dostlarımızın
çok büyük desteğini gördük. Valilerimizin, Belediye Başkanlarımızın,
siyasetçilerimizin gerçekten desteğini çok gördük. ASKF başkanı olduktan
sonra yerel yönetimlerden çok büyük destek aldık. Biz yönlendirici
olduk, verenle alan arasında köprü olmaya çalıştık, bu katkılar
olmasaydı, bu destekler olmasaydı bizim Konya’da yaptığımız çalışmaların
Konya’da spor yöneticiliği adına ortaya koyduğumuz yukarıya doğru devam
eden sürecin olması mümkün müydü? Seçimlere giriyorsunuz seçimlerde
sizin karşısında kaybedenler olabilir.Ya da oluyor birileri kırılıyor ne
bileyim talebini yerine getirmediğiniz insanlar kırılabiliyor. Ama bize
köstek oldular diyebileceğim anlamda ciddi manada bir sıkıntı yaşamadık.
Bu anlamda tekrar ediyorum biz Konya’nın ürünüyüz ve hep destek gördük.
Ufak tefek kırgınlıklar olmuşsa da sürecin gereğidir. Dikensiz gül
bahçesinde değiliz.
Konya ve Türk sporuna, özellikle de Konya
sporuna ne gibi hizmetleriniz oldu ?
Bakın
biz Konya’da üst düzey spor yöneticisi olarak görev almaya
başladığımızda;
mesela futbol il temsilcisi olduğumuzda şampiyon
takımlara kupa verilmek gibi bir adet yoktu. Şampiyon oluyorsunuz ama
kupa kaldıramıyorsunuz. Ne bileyim amatör kulüplerin yerel yönetimlerden
malzeme desteği alması gibi bir adet yoktu. Bunun üstüne otobüs, kumanya
desteği verdik. Yani bunlar hizmet anlamında belki küçük, ama alt alta
koyduğunuz zaman büyük gelişmelerdir. Konya ASKF, Türkiye’de ASKF’lerin
sadece futbolla anılır olmasından çıkıp sporun her branşı ile anılıyor
olmasına da yol açmıştır. Nitekim bu anlamda hem Tekvando hem İzcilik
federasyonlarında görevlerde bulundum. Şimdi son 3 ödül törenimize spor
bakanları geldi. Üst düzeyde katılımsız program geçmedi. Futbol dışı
branşlar da hatırlanır anılır oldu. Konya’da sporla ilgilenen herkes
biliyor bunları.
Spor yöneticiliği size ne getirdi sizden ne
götürdü ?
Spor
yöneticiliği bize çok şey getirdi. Spor yöneticiliği zaten sosyalleşme
adına çok geniş kitleler, her görüşten her kademeden insanlarla muhatap
olma tanışıp kaynaşma adına çok önemli. Bizim de bu sürece kişisel
özelliklerimiz vesilesiyle sağladığımız katkılar bize çok şey
kazandırdı. Bugün Türkiye’nin dört bir tarafında çalacak bir kapımız,
içecek bir çayımız varsa bu spor yöneticiliği sayesinde oldu.
Dostluklarımız geniş kitlelere ulaştı. Bu kurduğumuz dostluklarla çok
şükür ki, kendi adıma bu süreçte gönüllü hizmet ettim. Bizim hizmetimiz
hep gönüllü oldu. Bizim bu işlerden maddi bir gelirimiz falan olmadı.
Şükrediyoruz. Hizmeti gönüllü yaptık. Gönülsüz tarlaya atılan tohumlar
tarla farelerine yem olur. Bizim hizmetimiz hep gönüllü oldu. Bu alanda
da gerek ailemizin gerek birlikte ticaret yaptığımız dostlarımızın
verdiği destek bize yetti. Tabiri caizse namerde muhtaç olmadan
yaşantımızı devam ettirecek kadar da kendi özel işlerimiz vasıtasıyla
bir gelire sahip olduk. Bizden spor yöneticiliğinin ne götürdüğü
anlamında çok nankörlük yapmak istemem ama özel yaşantımız kalmadı
dersek yeridir. Ailemden, çocuklarımdan, eşimden, işimden helallik
istemek durumundayım. Gerçekten özel yaşantım yok. Bu süreç özel
yaşantımızda zaman zaman sıkıntılara yol açıyor ama fedakarlıklarla bu
sıkıntıları da aşıyoruz. Ama ne getirdi ne götürdü dediğimiz zaman
inanın getirdikleri çok çok fazla, bize kazandırdıkları da çok çok
fazla. İyi ki spor yöneticisi olmuşum. Spor yöneticiliği sayesinde çok
geniş kitlelerle toplumun değişik katmanları ile entegre olduk. At
gözüyle bakmadık etrafa. Getirdiklerinin yanında götürdüklerinin lafı
bile olmaz.
Spor yöneticiliğinde hedefinize ulaştınız mı,
yeni hedefleriniz var mı ?
Elbette
kafanızın bir köşesinde hedefler olacaktır.Ama şunu olalım, buraya
gelelim diyerek yöneticilik yapmadım yapmıyorum da. İhlasla hizmet etme
adına olmayan şeyleri yapma, ortaya yenilikler çıkarma adına, fayda
sağlama adına yola çıktık gidiyoruz, alnımıza ne yazılmışsa, kaderimizde
ne varsa o. Tabi çok kaderci bir anlayış içinde değilim. Çalışmazsanız
oturduğunuz yerden bir şey kazanamazsınız. Gayret etme, çalışma adına
ortaya koyacağınız çaba karşılığını bulur. Bulmak durumundadır. Bir
hedef koyma adına siyasi anlamda da hareketlenmelerimiz oldu. Bu kent
bize bu imkanı da verdi, ama her seferinde senin işin spor dedi. Bu
mesajları da almak durumundayız. Bu anlamda önümüzde bir hedef koyduk
dememiz doğru olmaz, biz çalışmaya devam edeceğiz. Hayatın ne getireceği
konusunda bildiğimiz bir şey yok. Ama gayretle çalışacağız. Biz sebebini
işleyeceğiz sonucu Allah verecek.
ASKF’de göreve başladığınız 1994 yılından
bugüne neler değişti? Ne gibi yeniliklere imza atıldı ?
Çok şey
değişti. En azından tribün altlarından 5 yıldızlı otellere geçiş yaptık.
Şu anda TÜFAD’ın çalışma binası olarak kullanılan mekan ASKF’nin
yeriydi. Tek odalı bir yerdi. Bugünkü ortama bakın. Bu çalıştığımız
ortam Konya’da ASKF’nin Konyaspor altyapısıyla birlikte kullandığı bu
bina Türkiye’de bulunan 5 binadan birisidir. Böyle bir binaya ilk
kavuşan da Konya ASKF’dir. Tabi kulüplerin hakem sıkıntısı yaşadığı
zaman uğradıkları yer olmaktan çıktı.Çok iyi hatırlıyorum 1998’de
devraldığımız ASKF o günün parasıyla 29 milyon lira borçluydu. Nereden
nereye geldik. Konya ASKF, geçtiğimiz yıllarda 400-500 milyara yaklaşan
bütçeleri gördü. Hiç adı okunmazken 5 yıldızlı otellerde genel kurul
yapıldı. Ödül törenleri, Akşehir-Konya koşusu. Türkiye Cumhuriyet’ine
damgasını vuran olayların yaşatılmaya çalışıldığı bayrak koşusunu
gerçekleştirdik. Bizim için son derece önemli bir aktiviteydi.
Konya’dan spor tarihini ortaya çıkartan resim sergileri açtık. Sadece
amatör futbol müsabakalarını oynatmadı ASKF. Bu şehrin kültürüne ve
eğitimine hizmet etti, okullara zaman zaman spor malzemesi desteği
verdi. Beden öğretmenlerini siz bizim ailemizdensiniz, sizin ASKF gibi
kurumunuz var deme noktasında cesaretlendirdi. Bir çok ilde ASKF, İl
Müdürleri ile sıkıntı yaşarken, Konya’da 1998’den bu yana efsane Müdür
Necati Yeğenoğlu, daha sonra görev yapan Fazlı Bayram Hadi ve şimdi
Muhuttin Yıldız ile el ele kol kola bu şehre hizmet ettik, ediyoruz. Biz
onları aile reisi belledik. Tabi bütün bu süreç içerisinde TASKK Genel
Başkanı sıfatıyla tüm ASKF’lerin başkanı olmakta Konya ASKF’nin 1994’den
2010’a hangi noktaya geldiğini bir cümleyle anlatan en büyük özettir.
Konyaspor sizin için ne anlam ifade ediyor ?
TFF
yönetim kurulu üyeliği görevim, Konyaspor’un lig serüveni ile alakalı
çok şeyler söylemeye müsait değil.26 Aralık 2009’da TASKK Genel Başkanı
seçilmemden sonra hafta sonlarım genelde Konya dışında geçtiği için
Konyaspor maçlarına da pek gidemiyorum. Konyaspor’un geçen yılki küme
düşüşü bir sürecin sonucu ve sürecin yaşanmasıydı. Genel bir
değerlendirme yaparsam Anadolu takımlarının süper ligde 5 yıldan fazla
kalabildiğini görebilmek imkanı pek yoktur. Adana, Diyarbakır, Erzurum
,Samsun,Malatya ve İzmir. Kayserispor’u hatırlayın. Erciyes ile adeta
isim takası yapıp ligde kaldı. Bursaspor gibi önemli bir takım bile
küme düştü, sonra çıktı. Gençlerbirliği gibi Gaziantep gibi Ankaragücü
gibi örnekler yönetimsel anlamda daha sağlam temellere oturdukları için
kalıcı olmuşlardır. Ama bunun dışında hep iniş çıkış yaşamış Anadolu
takımları. Çünkü Anadolu’da bu ürün çok kıymetli, bu ürünün kıymetini
zamanla bilemez hale geliyor kentler. Süper ligdeki takımın
yöneticiliğini gönüllü bırakan bile bazen işlerin iyi gitmesinden mutlu
olmuyor gibi geliyor bana. O süreç yaşandı o sürecin yaşanmaması adına
ne gerekiyorsa yapılsa da o süreç yaşandı. Bu yıl play-off maçları
neticesinde Konyaspor’un süper lige yükseleceğine inanıyorum. Bunu
yönetim kurulundan önemli sayıda ismin istifa ettiği zaman da söyledim.
Konyaspor’un lige yükselme süreci artık ilk 6’tan olabilir diye
düşüncemi ifade etmiştim. Bunların sizlerde şahidisiniz, çünkü bir takım
travmalar insanları nasıl etkilerse sportif anlamda da etkileri mutlaka
olur ve yaşanır. Tabi bu yapı içerisinde başarı sağlama adına çeşitli
yol kazalarının olabilmesi muhtemeldir. Çeşitli sıkıntıların yaşanması
muhtemeldir. Önemli olan bunların çok hızlı atlatılıp, çok hızlı hareket
ederek,kabiliyetli kriz yönetimleriyle atlatılabilmesidir. Ama TFF
yönetim kurulu üyesi olarak Mehmet Baykan’ın bu kentte sadece TFF
yönetim kurulu üyesi olarak değerlendirilmesini doğrusu sizlerin
takdirine bırakıyorum. Spora her alanda hizmet eden TASKK Genel Başkanı
olarak sadece futbola değil, her alanda hizmet üretmeye çalışan birisi
olarak bizim spor adamı kimliğimizin iyi okunması gerekliliğini ifade
etmek istiyorum. Bu sezon çok kaliteli maçların oynanmadığını, çetin
mücadelelerin yaşanmadığını şans faktörünün biraz önemli olduğunu, ama
yöneticilik anlamında da daha az hata yapan kulüplerin başarılı
olduğunu, olabildiğini görmekte çok zor bir konu değil.
Vefa size neyi hatırlatıyor ?
Öncelikle şunun altını çizmek isterim. Özellikle şehrimize ve şehrimizde
yaşayan insanlarımıza, dostlarımıza asla vefasızlık yapmadık, yapamayız
da. Çünkü, biz bugünlere onların sevgisi, desteği ile geldik.İnsanları
sevenler olduğu gibi sevmeyenler de olacak. Bundan tabi bir şey olamaz.
Ama, bel altı vurmaya çalışanlar olmadı mı? Mutlaka oldu. Bundan sonra
da olacaktır. Bir kere şunu ifade etmek isterim ki, bizim ismimizi bir
takım tartışmaların içine çekmeye çalışmak TMOK Fair Play Şeref
diploması sahibi biri olarak bizim alet olmayacağımız bir oyundur. Bir
takım sıkıntıların faturalarını bizim üstümüzden kapatmaya çalışmak yine
rahmetli Hasan Doğan’ın Türkiye’nin dahası Dünya’nın takdirini kazanmış
bir ismin başkan vekilliği yaptığı Levent Bıçakçı yönetiminden sonra
kendi başkanı olduğu yönetime taşıdığı 4 isimden birisi olmak, vefa
adına bizim bu kentin bu Konya’nın bir ürünü, bir evladı olduğumuz,
şehrimizin sağduyu sahibi aklıselim insanlarının tartıştırmayacağı bir
isim olduğumuz gerçeğini de hiçbir şekilde kapatamaz. Hangi
organizasyonların geçmişte yapılmaya çalışıldığını ve hangi noktalardan
dönüldüğünü de çok iyi biliyorum. Özellikle acı soğan kuru yavan bir
şeyler paylaştığımız dost bellediğimiz insanlara vefayı hatırlatmak
istiyorum. Bu şehirde mücadelenin bazı alanlarda sert olabildiğini,
sıkıntı yaratabildiğini söyledim. Ama bize katkısı olan bizim de hasbel
kader acizane katkımız olmuş dostlarımızdan vefa beklemenin hakkımız
olduğunu bir kez daha söylemek isterim. Bu noktalara zor mu geldiniz
diye sorarsanız. Geldiğimiz noktada yaşadığımız zorlukları bizi
destekleyen, bizi seven, bizimle birlikte koşan dostlarımızın gayretleri
ve destekleri ile aştık. Birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımız var.
Birlikte birşeyleri paylaştığımız,kendimizi emanet ettiğimiz,başarıları
ve başarısızlıkları birlikte paylaştığımız birçok dostumuz var. Bakın
yöneticilik anlamında hayat felsefesi yaptığımız en önemli konulardan
bir tanesi de başarıyı da paylaşmak başarısızlığı da paylaşmaktır.
Başarı zor ulaşılacak bir şeydir de, başarısızlık da insanlar zaman
zaman kendilerine ortaklar ararlar. Eğer siz başarıyı da paylaşmasını
bilmişseniz merak etmeyin başarısızlıkta sizin yanınızda olan sizin
sıkıntınızı üzüntünüzü, geldiğiniz noktayı paylaşan insanları bir
dakikada yanınızda bulursunuz, ama karşılığını vermek zorundasınız.
Bunun hesabını iyi yapmak zorundasınız. |